Gecekondu Kanunu Uyarınca Gecekonduların Hiçbir Karar Alınmadan Belediye Veya Devlet Zabıtası Tarafından Derhal Yıkılmasına Ilişkin Düzenlemenin İptali Hakkında AYM Kararı
- Ahmet Can Dinçer
- 5 Nis 2024
- 2 dakikada okunur
3 Nisan 2024 tarihli, 32509 sayılı Resmi Gazete ile Anayasa Mahkemesi (“AYM”) tarafından verilen 2023/191 Esas, 2024/58 karar sayılı, 22/02/2024 tarihli karar yayımlanmış olup 20/071966 tarihli 775 sayılı Gecekondu Kanunu’nun 18. maddesinin 1. fıkrasının “hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye ve Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır” bölümü Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline, kararın resmi gazetede yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.

Gecekondu Kanunu madde 18:
“Yeniden gecekondu yapımının önlenmesi:
Madde 18 – Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün izinsiz yapılar, inşa sırasında olsun veya iskan edilmiş bulunsun, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır.”
İstanbul 7. İdare Mahkemesi tarafından ilgili maddenin;
“belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak bütün izinsiz yapıların hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya devlet zabıtası tarafından derhâl yıktırılacağının öngörüldüğü, herhangi bir yazılı işlem tesis edilmeden ve yargı yolu gösterilmeden yıkım kararı alınmasının ve bu kararın uygulanmasının ilgililerin bu işleme karşı yargı yoluna başvurma imkânını ortadan kaldırdığı, bu durumun hak arama özgürlüğü, mahkemeye erişim hakkı ve etkili başvuru hakkını ihlal ettiği, öte yandan idari işlemlere karşı açılacak davalarda dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirim esas alındığından idare tarafından tesis edilen idari işlemlerin ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde yazılı olarak bildirilmesi gerektiği”
belirtilerek fıkranın Anayasa’nın 36., 40. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
AYM tarafından;
- Ruhsatsız dahi olsa bu nevi yapıların mülk niteliği taşıması sebebiyle Anayasa madde 35 uyarınca mülkiyet hakkı kapsamında korunması gerektiği,
- Anayasa madde 40 kapsamında etkili başvuru hakkı uyarınca anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, etkili, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânının sağlanması gerektiği ifade edilmiştir.
AYM değerlendirmesinde;
“İlgililerin yıkım eyleminin gerçekleşmesinden sonra dava açma imkânı bulunmakta ise de bu aşamada yıkım kararı uygulanmış ve yıkım gerçekleşmiş olacağından bu şekilde açılan iptal davasında verilecek muhtemel bir iptal kararının yıkım fiiliyle ortaya çıkan hukuki sonuçların ortadan kalkmasını sağlayacak niteliğe sahip olmayacağı açıktır. Zira bu aşamada yıkım kararına karşı açılan iptal davasında verilecek muhtemel bir iptal kararının fiilen uygulanma imkânı kalmadığından iptal davasından beklenen sonucun elde edilmesi de mümkün değildir. Bu yönüyle kuralın, yıkım kararının hukuka uygun olup olmadığının iptal davası yoluyla incelenmesine imkân sağlayan başvuru yolunun işlevsiz hâle gelmesine yol açtığı” yönünde değerlendirmede bulunmuş ve Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkına aykırılık olduğunu belirtmişir. İptal kararı 3 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Comments